20 Ağustos 2011 Cumartesi

Havalı bi adam

Cüsseden irice hisseden kıssaca aptal bakışlı tiki adam. Kafası, arabalarda hareketle orantılı sallanan süs  köpek kafası gibi gövdesinden bağımsız bi oyana bi bu yana sallanıyordu. Arada başı benim olduğum tarafa dönerken, masum çekingen ve sonuç olarak çapkın göründüğünü düşündüğü kısık ve kesintili malımsı bakışlar atıyordu kendisi üzerime. Eminim bu şekilde ne çok kız tavladığını da geçiriyordu içinden.. Ama belli oluyor ki dünyada bu tarz küçük erkek oyunlarını yiyecek kızcağız kalmadığından haberdar olmayacak kadar da acemiydi bu işte. O doğuştan gelen yetenekleriyle kızları etkilediğini düşünürken işin aslı böyle değildir. Evet tavlanan diye tabir edebileceğimiz hatrı sayılır sayıda kız arkadaşı olmuş olabilir. Fakat bu noktada araya çoktan başka etkenler girmiştir bile. Ray ban gözlükeri ona çok yakıştığı için kızlar üzerinde etki yarattığını düşünürken gözlüklerin fiyatını, şıklığının sebebini beyaz tişörtü buz mavisi kotu ve siyah saatinin akla ziyan uyumu sanarken her birinin markasını, kareli donunu beline kadar çekip eğildiğinde nasıl da davetkar göründüğünü hayal ederken o donun etiketini hiç mi hiç hesaba katmamıştır. Asıl pahalı olan üstündekiler olmasına rağmen gereğinden fazla değer biçmiştir kendine bu delikanlı. Bu tür tehlikeli türlerden biridir kendine zarar verebilir, hayal kırıklığına uğrayabilir. Bulunduğu çevrede ise tüm gerçeklerin farkında olup bu yolda devam eden arkadaşları da elbette çok sayıda mevcuttur. Bizim gencimiz de tabi ki türünün genelini kapsayan tipik özellikleri bünyesinde bulundurur. Örnek vermek gerekirse; erkek erkeğe sohbetlerde  kızların kusurlarını acımasızca eleştirmeleri gözümüze çarpabilir. Hafif kilolu, makyaj yapmayan, sade giyimli bi hanımefendiyi koca g*tlü çirkin ve/veya lezbiyen olmakla suçlayabilir sıkça. Onun için, iri ve gereksiz bedeninin altındaki koca g*tü o kızınkinden daha fazla övgüyü hak ediyordur. Bu durumda da ancak manken gibi bi fiziğe sahip alımlı bi çubukhanım onun yanına yakışan cinsten olabilir. Kalıplaşmış kostüm özelliklerinden bahsetmeye devam edersek; kıyafetiyle uyumlu ve içinde çok fazla nakit/kredi kartı barındıran şişkin bir cüzdanı, şık ve pahalı arabasına ait olduğu şüphe götürmeyen bir çift anahtarı, ayrıca elde bu ikisinin yanında veya kelleşmeye yüz tutmuş kısa traşlı kafada yer bulabilen parlak camlı bi gözlük en belirgin aksesuarları arasında sayılabilir. Oturduğu her yerde gürültülü bir şekilde masada göz hizasına koyduğu bu üçlü eminim onun için en büyük gurur kaynağı ve onda baba oğul kutsal ruh üçlemesinin yerini almış bi yapıdır. Sonrasında, kuş bakışı bakıldığında sağ bacağı ile oluşturduğu ikizkenar üçgenin tabanını sol bacağı tamamlarken geriye kaykılarak oturduğu sandalyesinde , başını sol alt köşeden alıp sağ üst köşeye aheste bi şekilde savururken, kuzeydoğu istikametinde bir süre havada açık halde asılı kalan büyük ağzı, otobanda 300km hızla yanımızdan geçen motorun vınnnnnnnnn!!!!!!! sesine benzer bi sesin alt efekt oluşturduğu "...(vınn) ya beyleeer..."şeklinde başlayan cümleler kurar o masalarda. Büyük parlak gözlüklerini takıp sesli şekilde eleştirilerini (hakaretlerini) savurur çirkin ve ucuz bulduğu kızlara. "Üstüne para versen aynı yatağa girilmez oğğllum bunlarla!!!"  nidaları sarar ortalığı. Sessizliği ve yamukluğuyla ortalığa küçümsemecikler saçan sırıtışını da eklemeyi unutmaz ardına. Yine de hepsini baştan aşağı süzer, süzer ki dayanılmaz cazibesinin bi kez daha farkına varabilsin. Mutlaka sosyal paylaşım sitesinin birinde havalı bir hesabı  da bulunur. Bu hesap, ıslak geriye doğru taranmış saçları, iri yağlı ve hantal vücudunu kaslı izlenimi verecek şekilde göğüs kılları altında birleştirdiği kalın kolları havuz kenarından güç alırken, onun daha heybetli ve karşı konulmaz görünmesini sağlıyordu. Üstüne de güneydoğu doğrultusunda yan yatmış, çeneyi büyük gösteren kafa duruşu ve kısık kesik bakışı eklediğimizde klasik bi profil fotosu da tamamlanmış olur.
Aman ha!! Normal bi topluluk içinde kaldığında ona hassas davranalım, davranalım ki , kendi arkadaş grubuylayken bakışlarıyla bile konuşan bu adam dut yemiş bülbül olmasın. Anlayışlı davranalım ki ona, benzersiz çekiciliğinin her yerde etki yaratabildiğini bir an olsun çıkarmasın aklından. Onla karşılaştığımızda yakınında durup, yüzüne aralıksız bakalım ki, bakışlarının her zaman  dayanılmaz bi etki alanına sahip olduğundan emin olsun.. Onu görmezden gelmeyelim toplumda bi yer edinemese de ayağını yerden kesecek sebepleri olsun..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder