22 Ağustos 2013 Perşembe

Hayalimin dansı

Hep, koskocaman bir salonda, yüksek ses müzikle tek başıma dans ettiğimi hayal ederim. Yapmayı çok istediğim şeylerden birisi ömrüm boyunca. Öyle bi dans edeyim ki, içimden geldiği gibi, hiç kimse izlemiyormuş gibi ya da tüm dünya izliyormuş gibi. Saçmalayayım. Yerlerde sürüneyim. Ne bilim duvara sarılayım. Jennifer lopez gibi bastonum olsun havada çevireyim falan. Şimdi aklıma gelmeyen başka saçmalıklar.. Işıklar da olsun üzerime vuran, yanıp sönen, gözümü alan. Çok sahneye çıktığım söylenemez ama o spot ışıklardan karşımdaki hiç kimseyi göremediğim bir sahne deneyimim olmuştu ve o anda çok güzel bir şey oluyormuş gibi gelmişti. Karşımda tanımadığım bir sürü insan normalde çok heyecanlanmama sebep olacakken, karşıya gözümü diktiğimde o sonsuz ışık huzmesinin içinde tek başıma kaybolduğum fikrine kapılmıştım. Ben çığlık atıyordum ama kimse duymuyor gibiydi sanki. İstediğim kadar yüksek sesle bağırdım, bağıra çağıra söyledim. Sesim kısıldı hatta. Öylesi bir an bir daha olsa yorulana kadar, sabaha akşama kadar.. İçimden geldiği gibi düşünmeden, yargılanacağını.. Vücudumun ritme verdiği tepkiyi izlemek sadece..

Bana bunları bi parça olsun hatırlatan bi şarkı buldum. Hayalimde fütursuzca dans etmelerime o kadar çok benzettim ki ablayı. Yani tam olarak diyemem aynı böylesi olur, olsa benzer herhalde. Takla kısmında biraz şüphelerim yok değil..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder