22 Temmuz 2012 Pazar

Terk edilen çocuk

     Yıllar önce günün birinde bir bebek gelmiş dünyaya. Şimdiden ya 15 ya 20 bilemedin 25 yıl önce.. O dünyaya gelmeden önce anne ve babası uzuunca düşünmüşler..
     Bu çocuğu biz yaptık ama peki masraflarını nasıl karşılayacağız, nasıl büyüteceğiz onu.. Dünyaya getirmekle bitse iş.. ya sonrası? Elbette, onu sevmiyor değiliz, henüz doğmamış da olsa, ama biz onun ihtiyaçlarını karşılayamadığımız anda bizim onu sevmediğimizi düşünmeyecek mi ki? Biz her zaman onun yanında olamadığımızda bize kızmayacak mı, kırılmayacak mı? Belki de ondan vazgeçmeye hakkımız olmadığını söyleyecektir..  Bu dünya sizin mi ki, benim burada yaşamayacak olmama karar verebilirsiniz, demeyecek mi? Benim var olmama , bilinçli ya da bilinçsiz siz karar verdiniz ama burada kalıp kalmayacağıma ancak ben karar vermeliyim, derse.. Derse, sorarsa, üzülürse, kızarsa, öyle olursa, böyle olursa..
    Anne babası uzunca süre bunlar üzerine düşündü, hepsi üzerine. O ise günden güne bu dünyaya gelmeye daha da yaklaşıyordu. Onun dünyaya geliş planında bir günlük bile bir aksama olmuyordu. anne ve babasının kafasına takılan bunca sorudan sonra, ondan kurtulmayı ,onu başka birine vermeyi ya da kaderine terk etmeyi bile geçirdiler akıllarından.. Sırf bu sorumluluklarla baş edemeyecekleri için, onu çok sevmelerine rağmen terk etmek zorunda kalabilirlerdi.
    Bugün bu çocuk, birilerine "ya sev ya terk et" diyor. Ülkesini vatanını çok sevmesinin korumasının göstergesi niteliğinde.. Şimdi ise anne babası yeniden düşünüyor, başkalarına ya sev ya terk et diyen çocuklarını zamanında hangi cami avlusuna terk etmeleri gerektiğini. Çünkü pişmanlar.. Çocuklarını dünyaya getirmek üzerine düşünürken, sevmek ile terk etmenin birbirinin zıttı olmadığını öğretmenin çok zor olacağını düşünemedikleri için.. Sevmeyecek olsalardı da terk edemezlerdi onu sorumlulukları yüzünden ya da terk etseler de vazgeçemezlerdi onu sevmekten..
    Memleketteki belki de her çocuk aynı kadere mahkum olduğundan habersiz, bunun gibi laflar ederse, anne babası da aynı hızda pişmanlık duyuyordur herhalde.. Biz çok mantıksız olmasına rağmen seni dünyaya getirme sorumluluğunu üzerimize almışken, neden sen kendi varlıklarını, geldikleri dünyayı sorgulayanlara karşı bu kadar hoşgörüsüz oldun, diye.  Ya biz de senin gibi davransaydık, şimdi bu cümleyi kuracak bir sen bile olmayacaktı, diye..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder