28 Temmuz 2011 Perşembe

Yarım tablo

Hayatta istediklerini yapmadan, hadi hepsinin günahlarını almayacağım, ayrıca yapamadan biriyle birlikte olmuş, döllenmiş, toplum, aile belki de eş baskısıyla o yumurtayı dünyaya getirmiş insanlar vardır. Bu insanların bazıları gerçekten, doğan bu minik yumurta adına hiç bir hayal kurmazlar esasen. Bu insanların hayali, tüm baskı ve önyargılardan kurtulmak, doğurabilecek kadar yetenekli ve değerli olduklarını gösterecek bir bebek arabası taşımak, yıllardır toplamadıkları/toplayamadıkları ilgiyi 9 aylık şişmiş karınlarıyla toplayabilmektir. Yaratma hayalini kurdukları bir tablo değildir kucaklarında taşıdıkları, yalnızca yarım kalmış, eski bir tablonun küçük parçasıdır. Bu yarım kalmış eski tablo kendi hayatlarından başka bir şey değil. Başka bir doğurgan tarafından yarım bırakılmış bir tablo. Bu öyle bir döngü ki, bir adım sonrakine zarar vereceğini, eksik bırakacağını garanti ediyor. Onlara uzaktan bakınca anlarsınız, tanırsınız hemen. Sanılanın aksine kadın değil hepsi, bir o kadarı da erkektir. Hayatın onlara vermediği, eksik bıraktığı parçaları tamamlamak isterler yaptıkları çocuklarla. Her çocuk hayatla bir rövanş, yeni bir kazanma umududur hayata karşı. Hiç bir zaman kazanamayacakları bir yarışa girerler bilmeden. İlk çocukla başlar her şey. Yenilen pehlivan güreşe doymazmış derlerdi. Sonra 2, 3, 4....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder