"Eski çamlar bardak oldu.""Bütünlüğü kaybetmeyin!" dedi hocam. Hayat bi bütündür, doğumdan ölüme kadar.
Değil hocam, değil demek geldi içimden. Artık inanmıyorum, bütünlüğe de, yaşadığımıza da. Sadece bıraktım kendimi, akıyorum. Zaman gibi tek bi çizgide, geriye dönüşü olmadan. Sonunu göremediğim şekilde. Bi gülüşüm ne benim ne de başkasının hayatını aydınlatabileceğine, bi fil sahnesinin gerçek olabileceğine inancım kalmadı, bitti.
Bir cenaze görüyorum, filmin birinde kimsecikler yok mezarın başında, iki yakından başka. Bir zamanlar sevdiği birileri olmuştu halbuki. Neredeydi peki, diğerleri? Sevmeyi mi unutmuşlardı onu, varlığını mı? Sevgi üzerine su dökülmezse büyüyemezmiş. Olduğu yerde kalırmış. Onunkiler de kurumuş olmalı. "Bir zamanlar.." dermişiz sonra. Ağzımızdan dökülen tek cümle bu olurmuş. O zaman sevdik diye şimdi de sevmek zorunda değilmişiz. Zaman ilerlermiş, başka başka yerlerden geçermiş. İnsan da ilerler başka türlü insan olurmuş. Ben yine aynı ben dedirtecek bir tek küçük kanıtın kalmamasına rağmen, yine sen sen olurmuşsun. Değişmeyen bir şeyler oluyor, demek ki(?).
Kendimi bıraktıysam. Seçtiklerim olamazmış. Sadece ilerlerken çarpabileceğim için kendimi şanslı sayabileceğim bi kaç kayalık olurmuş. Özenerek, seçip koyduklarım, sıraya dizdiklerim değil hiç biri. Tesadüf derdim ben ama onun da olmadığını söylüyorlar.. hıh.. Sevdiğim şeylerin aslında hiç olmadığını söylüyorlar.. ardı ardına. Sevdiğim ne varsa eksiliyor, bütünümden..
Çamları severdim onlar da "bardak oldu" dediler bugün..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder