6 Temmuz 2012 Cuma

Tık tık tık!!!! DOLU....

                Tuvalet güzel yerdir. Kim inkar edebilir ki aksini.. Başka nerede gerçekten yalnız kalabiliyor, nerede en derin düşüncelere dalabiliyoruz.. Nerede başak bi göz tarafından izlenmediğimize emin olabiliyoruz??

      Her yerde kameralar var sanıyorum bazen.. Vitrinlere, camlara bakarak saçlarımı düzeltiyorum, kulaklıktan dinlediğim şarkıya bağırarak eşlik edemiyorum.. Ekmek almaya giderken göz altı kapatıcımı sürüyorum mutlaka.. Bakımsız demesinler diye saçlarımı düzeltiyorum her gün, deli demesinler diye içimden söylüyorum şarkılarımı, makyaj yapıyorum her gün çirkin demesinler, hasta demesinler diye. Demiyorlar sanıyorum tüm bunları yaptığımda. Deseler ne olacak ki demiyorum, diyemiyorum artık.
    Bir köşeye çekilemiyorum.. Tek başıma kalabalık olmayan bir yere oturursam, kesinlikle dikkat çekmeye çalışıyorumdur. Öyle diyorlar. En iyisi her yerden çabucak uzaklaşıyorum, çelişki yaratmamak, açıklama yapmamak için. Sürekli izlendiğinin farkında olan insan gibi anılmamak için..
     Kimseye de yaşamak istemediğim bir şeyi yaşatmamak için, fazlaca incelememeye karar veriyorum ben de hiç kimseyi. Herkesin özel alanına saygı duymak adına.. Kibrimden değil gözlerimi çevirmeyişim, saygımdan.. Ben onlara saygı duydukça onlar daha azını gösteriyor bana sanki, kendini beğenmiş buluyorlar beni.. Daha çok izliyorlar sanki.. Şuna baksana diyorlar bir de başkalarına işaret ediyorlar. Halbuki ben de çok istiyorum onları izlemeyi.. Görünmez olabilmeyi ve yalnız kaldıklarında yaptıklarını bile izlemek istiyorum. Gözlerini, gülüşlerini, burunlarını, ellerini ayaklarını, yürüyüşlerini, bacak bacak üzerine atışlarını... Ama engel oluyorum tabi kendime..
    Her ne kadar izlendiğimizin farkında olsak da izleyici ile göz göze gelmek rahatsızlık verici oluyor elbette, bazen rahatsız oluyoruz, bazen öyle gibi davranıyoruz, bazen de kafamızı çevirdiğimiz anda gülümsüyoruz, bir yakışıklı bakıyor o sırada arkamızdan, ona gülümseyemeyiz, birini izlemek kötü bir şey ve buna onay vermemeliyiz, ona değil kendimize gülümsüyoruz bu yüzden..
    Ne zaman yalnız kalıyoruz peki?? tuvalette.. işerken , sıçarken kimin bizi izlediğini düşünmüyoruz.. Kameraların olmadığı tek yer orası.. İzlenmek zorunda olmadığımız, izlenmekten zevk alırsak pişman olmayacağımız tek yer orası. Kendimizle baş başa kaldığımız.. Dışarıda başka işler yaparken düşünmeye fırsat bulamazken, orası yaptığımız işi unutup düşünebildiğimiz, bazen tüm günün muhakemesini yaptığımız yer..


      Şu an 1. yurttayım ve birazdan tuvalete gireceğim. Hayatımda girdiğim en küçük tuvalet bu. Dizlerimin üzerine kollarımı koyduğumda kafam kapıya çarpıyor, fermuarımı çekerken kolum duvara sürünüyor.. Şimdi ne durumdaysam burası onların vücut bulduğu yer gibi.. Madem girdim işimi yapayım diyorum işiyorum, bir yandan düşünüyorum günümü, sağa sola çarparken.. Ayaklarım kapının altından dışarıya taşıyor. Ben oradayım ama ama ayaklarım çıkmak istiyor.. Dayanamıyorum yine beni birileri izlesin istiyorum.. Onlar varken her şey kontrol altında, hiç bir şeyde aşırıya kaçmıyorum, içimden gelen hiç bir şeyi yapmıyorum çünkü. Kendimi değilse de ayaklarımı gösteriyorum.. Beni göremeseler de ayaklarımın beni götüreceği yeri görüyorlar.. Çıkıyorum dışarı çıkıyorum. Birileri beni izliyor gözetiyor. Artık daha güvendeyim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder