Başıma kötü bir şeyler gelse de, kendimi daha da sıradan hissetsem diye bekliyorum.. Uzun zamandır..
12 Haziran 2011 Pazar
Dolunaysız gece
Biliyor musun, bambaşka şeyler yazmaya karar vermişken, tam şuan bilgisayar ekranının üzerinden aşağıdan yukarı doğru çıkan küçük bir böcek takıldı gözüme. Seyre daldım, dikkatlice. Başı ve sonu sivri bir elipsi andıran, koyu renkli . Toplamda altı bacağı var. Hiçbir zaman çözememişimdir o altı tane uzuv el mi, ayak mı? Yine de ayak dedim yıllar yılı. Ona bakarken şunları düşündüm: "Ne kadar da küçük, koskoca doğa karşısında. Ne kadar da savunmasız. Bir parmak dokunuşum onun tüm hayatını boşa çıkarabilir, şimdiye kadar yaptıklarını anlamı onun için bir anda silinebilir." Peki bizim yaptıklarımızın, emeklerimizin, hayallerimizin bir parmağın ucunda olmadığı nereden belli. Hangimiz biliyoruz ki frene basmak yerine yanlışlıkla gaza basan bir ayağın, küçük bir dokunuşunun birazdan bizi öldürmeyeceğini. Sadece şanslı bir şekilde yaşayıp gidiyoruz. Koca evrende küçük bir zerre olarak.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder